GERÇEKLERİ (ÇOK GEÇ OLMADAN) KONUŞMANIN TAM ZAMANI

Kaynak: Unsplash.com | Ekaterina Grosheva

 

Bloglarda görmeye alıştığınız tarzda bir içerik olmayacak bu. Madde madde istatistikler paylaşacağız - lafı uzatmadan, oldukları halleriyle birtakım “tokat” niteliğinde istatistikler. Hepsinin ortak noktası, hızlı modanın maliyetini gözler önüne seriyor olmaları. Böylesine net, madde madde ve direkt paylaşmak istiyoruz ki, günümüz moda endüstrisinin bir sonucu olarak ortaya çıkan tabloyu saf gerçekliğiyle görebilelim. Çünkü inanıyoruz ki, her ne kadar olumsuz olursa olsun, değişikliğe adım atabilmek için önce var olan durumu olduğu haliyle kavrayabilmek gerekiyor. Öyleyse hadi başlayalım…

  • 20 yıl öncesinde göre %400 daha fazla kıyafet üretiyoruz.
  • Kadınların çoğunluğu gardroplarındaki kıyafetlerin yalnızca %20 - %30’unu giyiyorlar.
  • Moda sektörü, global su ve kimyasal kirliliğinin %20’sini, toplam karbon emisyonunun %5’ini ve okyanuslardaki plastik kirliliğinin %35’ini yaratıyor.
  • Moda sektörünün toplamın %5’inden sorumlu olduğu ve yıllık 1.2 trilyon tona karşılık gelen karbon emisyonu, tüm uluslararası uçuşlarla, yolculuklarının yarattığı emisyon toplamından daha fazla.
  • Hazır giyim sektöründe her yıl yaklaşık 93 milyar metreküp su tüketiliyor.
  • 1 pamuklu tişört için tam 2700 litre su tüketiliyor. Bu, evinizdeki küveti 30 kere doldurmaya yetecek miktarda suya ya da bir insanın 900 günlük su tüketimine eşit.
  • Dünyada her yıl 1 milyar tişört satın alınıyor.
  • Bir kot pantolonun ihtiyacı olan su miktari ise 3781 litre.
  • 1 kg tekstil üretmek için 1 kg kimyasal gerekiyor.
  • Dünyada üretilen tüm kimyasalların %23’ü tekstil endüstrisi için kullanılıyor.
  • Giysilerimizin %60’tan fazlasında sentetik elyaf kullanılıyor. Örneklerinden biri polyester olabilecek bu sentetik malzemeler biyolojik olarak parçalanamadıkları için doğada ayrışmaları ortalama 200 yıl sürüyor.
  • Günümüzde, ürünlerin ortalama kullanım sayısı 7’ye kadar düşmüş durumda.
  • Her yıl dünya çapında 92 milyon ton tekstil atığı oluşuyor. Bir başka deyişle, günümüzde üretilen ürünlerin %70’i aynı yılın sonunda atık halini alıyor. Bu ürünlerin %95’i yeniden kullanılabilir veya geri dönüştürülebilir olsa da, geri dönüşüm oranı %1’den az.
  • Sadece Avustralya’da her yıl 500.000 ton istenmeyen kıyafet atık sahalarına ulaşıyor.
  • 2030 yılına kadar, yılda 134 milyon tondan fazla tekstil ürününün çöpe atılması bekleniyor.

 

Kaynak: Unsplash.com | Markus Spiske

 

Evet… Tablo hiç iç açıcı değil. Ama yazımızı sonlandırırken, bir noktanın altını çizmek istiyoruz: Var olan tablonun bizde yarattığı olumsuz duyguların içine çekilmeye izin verirsek ve o çaresizliğin içinde kaybolursak eğer, istediğimiz değişimi yaratmak için gerekli adımları atamayabiliriz. Bu yüzden amacımız “her şey ne kadar kötü”yü göstermek değil; hep birlikte, birer yetişkin olarak, halihazırda süregelen gerçekleri iyice kavrayıp, yolumuza köklü değişimlerle devam edebilmek adına “peki ya şimdi, ben ne yapabilirim?” sorusunu sormak. İstatistiklerin, araştırmaların ve her geçen gün bir yenisi yayınlanan grafiklerin, tabloların arasında kaybolup olduğumuz yerde saymak bir seçenek; bir başka seçenek ise, hemen şimdi harekete geçerek değişimi yaratanlardan biri olmak. Şimdi söz sizde: Sizin seçiminiz hangisi?

 

Kaynaklar: The Guardian | Textile Beat | llen Macarthur Vakfı | World Resources Institute | Fashion Retail Academy | Global Fashion Agenda | Textile Exchange | The Sustainable Fashion Forum | Greenpeace (Toxic Threads: The Big Fashion Stitch-Up)